hayat dub'ınca güzel

dub-terror
Dub'ın, Roots'un, Reggae'nin, yapım aşamasında olan çok başka mamalara konu olacak yerlerinden ve zamanlarından evvel, Londra'daki "modern" örneklerinden birini sofraya koymayı tercih ettik güzel mamacillolar. Birkaç senedir Britanya'nın yeraltı eventlerinde boy gösteren ve dikkati çeken Dub Terror ilk uzunçalarını yayınladı. Köklere olan hürmetini baki kılarak, yeraltında olan biten daha farklı hikayelerle de (Dub'ın karanlık ve küçük odasından fazla çıkmayan ve yemek masasında pek konuşmayan depresif ama havalı oğlu Dubstep başta olmak üzere, drum'n'bass, hip hop, garage gibi...) bilimum "dirsek temas,omuz omuza,kol kola" ilişkilerini de güzelce oturttu.
Dub Terror, işin sadece Jamaika Kingston Town'da yapılan rastalarda, içilen jointlerde ve giyilen renkli olduğu kadar "retro" gömlek ve şortlarda kalmadığını; hikayenin 2000'ler biterken kasvetli Londra sokaklarında da yürüyerek devam ettiğini söylüyor. Hani rastafaryan üzerinde sadece eski bez bi şort da olsa rastafaryan, üç çizgili fütüristik naylon Adidas eşofman üstleri de olsa rastafaryan. Üzerimizde ne olursa olsun, dub-ı hayat yahu bu der , ritmi ve bası her duyuşumuzda huşu içerisinde salınırız. Dub Terror'da bizi "Push The Tempest By" , "Tetradis Dub" gibi güzellemeler ile sarıp sarmalar...
rastafari