500 yıl yere kapanan shylock


Venedik Taciri'nin Shylock'unun, muhattabının borcuna karşılık ya borcun 3 ay içerisinde geri ödenmesi ya da onun etinden bir parça ile borcun kapatılmasıyla müteşekkil koşulunda tanrısal bir tutum mu vardır? Jocelyn Pook imzalı film müziklerini dinlerken sorduğumuz suallerden biri de bu. Var oluşun kendisini bir "emanet problematiği" olarak görmeye iten müzikler de var desek, çok da abartmış olmayız sanırız. Nihayetinde burası Kulak Maması değil mi?

Emanet edilenin, borç verilenin, vadesi geldiğinde ne şekilde "ödeneceği" konusu olarak bakılabilir mi bir takım şeylere?


Affınıza sığınarak, meramı netleştiriyoruz: "Deha" addettiklerimizin bıraktığı satırların ne kadar "ileri görüşlü" şeyler olduğunu kabul ediyoruz da bu "ileri görüşlülükteki" zaman (ve hatta mekan) kavramını tamamıyla yok eden eserlerin arkasındakilere ne diyeceğiz o zaman, üstad-ı muazzam mı? Bırakalım şu yalayıcılığı, doğru.

Shakespeare'in asıl müjdesi, ne olursa olsun, 500 yıldır o mahkemede yere kapanarak "içe dönen" Shylock'un hissetiklerini hissedeceğimiz idi değil mi? Bekleyen asıl trajedi bu değil mi? Söyleyiniz.