Biber Barok Dönem’de Çek Cumhuriyeti’nde doğup çoğunlukla Avusturya’da yaşamış. Avusturya baroğunun temsilcisi ve 17. yüzyılın en önemli kemancılarından. Umarım kendimi TRT 3’e bağlamamışımdır diyor ve devam ediyorum: Avusturya baroğu İtalyan-Alman kırması bir gelenek, Alman’dan sıcak İtalyan’dan derin diyelim. Biber, kemanın kullanımını gerek virtüözitesiyle gerek de bestelerken telleri farklı akortlaması ya da çok daha sonra kullanılmaya başlayacak olan efektler keşfetmesiyle, genişletmiş- kemanı biraz yormuş, ama çokça sevmiş bir besteci. Bu efektlere örnek olabilecek “Sonata Representativa”(1669) adlı, basso continuo(sürekli bas) eşlikli bir keman sonatı var ki, kedisinden tavuğuna, kurbağasından örümceğine pek çok hayvanı duyabiliyoruz içinde.
Eğlenceli hale getirmeye çalıştığım bu girizgahtan sonra, sadede, beni en çok etkileyene geçmek isterim. Aynı albümde yer alan, ama sonatlardan olmayan “Solo Keman için Passacaglia”ya. Passacaglia 17. yüzyıl İspanyasının bir dansı- dans dediysek yanlış anlaşılmasın, hayli ağır ve kasvetli bir tür… Söz konusu parça 4 ses üzerine aslında. Bizi içine çeken, bir daha bir daha döndüren bu sade motif, bana batmakta olan birini çağrıştırıyor. O kadar yorgun ki yukarı çekemiyor kendini, karşı koyamıyor. Biber, diğer sonatlarında zaman zaman yaptığı gibi, hızla tekrarlanan notalardan oluşan uzun sololarla soluksuz bırakmıyor bizi. Söylemek istediği şeyi acımasız denecek kadar sade biçimde söylüyor. Kemanın sesi, zamanın bir yerinde asılı kalmış, duyulamayan bir müzik gibi yalnız başına akıp gidiyor.