uluslararası durumcular, durumcu uluslararasıcılar, kebap durum ve yanında parizyen şalgam

merhaba pek kıymetli mamaseverler.
aşağıda sunduğum linkte yaklaşık bir hafta kadar önce yayın dünyamıza duhul eden bir yeniliği tatma fırsatı var: fransız entelijansiyasının gururu, mimarlık ve kent planlama ile ilgili yıkıcı fikirlerin membaı sitüasyonistler' le ilgili bir metinler toplamı, tuhaf yayınevlerimizden 6.45 tarafından basılı materyal olarak yayınlandı. ne var ki mevzu burada nihayete ermedi: sitüasyonistlerin (ruhları şaadolsun, hala hayatta kalanlar varsa tanrı onlara çok sevdikleri sanat sepet alemlerinde başarılar ihsan eylesin) fikirlerine uygun olarak kitap internet üzerinde de kullanıma sunuldu, üstelik bedava!

debordpsychogeo

evet, inanmak güç ama (jean genet gibi hırsız değilseniz, yahut "kütüphanede var, neden alayım"cılardan değilseniz) bu çağda deneyimlemenizin neredeyse imkansız olduğu bir "situation" ile karşı karşıyayız: beleş kitap. hem de misyonerlikle, islamla, budizmle falan da alakası yok: copyleft ile alakası var. dünyada zaten uygulanan "özgür metin", "mülkiyet bağlarından kurtulmuş düşünce" akımı bir yerlerden bize de sızıyor demek ki. (bunun erken örnekleri için bkz. internetteki körotonomedya arşivi) neyse; bu kadar teşrifat yeter. çok umutlanmaya da lüzum yok, zira umut, sanılanın aksine (sitüasyonistlerin de hak vereceği gibi) insanı uyuşturuyor (bir daha bkz. bob marley ) buyrun buradan yakın.

madem "iyi müzik neşriyatı", madem sırf yazılı materyal kuru gelecek, ve madem sübjektif, o halde aynı yıllardan bir başka yıkıcı adamı da konuk edelim, aklımıza ilk geleni: serge gainsbourg. belki leo ferre daha çok uyardı kitapta bahsi geçen abilere ama, jane birkin'le (ve kimbilir başka hangi hanımlarla) hasbıhali, serge efendiyi sıkı bir 'psychogeographist' yapmaya yeter sanırım.

"neden durumcularla serge? ne alaka?" sorusuna ikinci yanıt da sahneye çıktığı bir gazinoda bir gece işlediği vukuat: askerler gelip oturur, zira serge'nin her mevzuda, özellikle fransa hakkında atıp tutan bir serseri olduğunu duymuşlardır. serge efendi, bir elinde viskisi, diğerinin parmakları arasında galouise'ı, çıkıp fransız milli marşını reggea usulünde okuyuverir.

buna denmezse, başka neye 'detournament' denebilir ki?