bu aralar maddi-olmayan emek ve prekarya üzerine hayli heyecan verici metinlerle iştigal ediyorum, sevgili mamaperverler. "yaratıcı endüstriler", "tasarım ve kalkınma" gibi saçmalıkların köküne kibrit suyu dökmek ne kelime, her yönüne dinamit döşeyip patlatabilecek güce ve ikna kabiliyetine sahip hakkaniyetli yazılar bunlar. ilgilenen olursa linkler gönderirim, ama bu giride anacağım asıl mevzu, akademik mecranın biraz dışında, biraz kıyısında, görsel alana dair bir şenlik haberi.
özellikle eskişehir'deki dostlarımıza duyurulur: işçi filmleri festivali, sosyal demokrat şehrimizi radikal mindere davet etmek üzere tekrar geliyor. programa bakıp bakıp iç geçirdim, zira o tarihlerde maalesef oralarda olamayacağım. ne gam! filmleri görenlerden işitiriz bir şeyler.
iki alıntıyla bitireyim. biri burada son zamanlarda ısınan öğrenci hareketlerinde sıkça dile gelen anarko-şiar: "no war but the class war – no cocktail but the molotov cocktail! let us brew nothing but trouble!" diğeri de malum marşta geçen kadim cümle: "anamız amele sınıfıdır, yurdumuz bütün cihandır bizim!" bu ikisi arasında salına salına gidiyor katar...
bu vesileyle bandista'nın yeni marifetlerini de gecikerek de olsa menümüze katalım.