ada'nın bir köşesinde kızıllı kahveli kiremitlerden müteşekkil viktoryen evlerin akşamüstleri eni konu tekinsiz görüntüler veren çatılarına yabancılık çekmedik, şükür. zira, bir-iki önceki giride kanıtı mevcut, hazırlanıyorduk memlekette, naçizane. yine de mevsim normalleri ve coğrafi-demografik-urban manzara ada'dan çıkan babaların neden hep karanlık bir yan barındırdığına ilişkin hayli tatminkar telkinlerde bulunuyor.
eh, gelmişken boş durmadık, önce nicedir görüşmediğimiz dostlarımızla hasbıhali ilerlettik, kulak mamalarını değiş tokuş eyledik. henüz ada müziğine duhul edemesek de arşivlerimizin bir kıyısında unuttuğumuz şeyleri hatırlamaktan, yenilerine kıçın kıçın yer açmaktan epey hazzettik.
fransa'nın "saklı" gururu zenzile'nin 2005 yılında dünyayla paylaştığı şaheser modus vivendi, adıyla, edasıyla, sedasıyla hem politik hem estetik bir ders gibi... nasıl da unutmuşuz! sir jean'ın vokalleriyle war still a run'ı mutlaka bir yerlerden anımsayacaksınız. anımsamıyorsanız da bundan sonra unutmayacaksınız muhtemelen. loş ve yemyeşil kokan bir arka mahalle klubüne girince hemen zebda'nın yanına yanaşacak, birlikte salınmaya başlayacak, ama sükuneti ve hüznü elden bırakmayacak bir jamaika göçmeni gibi, değil mi, zenzile?
hazır manş ötesine geçmişken durmayalım, komşulardan birine uğrayalım. berlin'in tozunu attıran bir dj/producer robot koch, yine adıyla gönül telimizi titreten bir albümle karşımızda: songs for trees and cyborgs.
açılıştan itibaren bir dubstep karanlığı ve aksaklığı ile hemhal oluyoruz, nispeten net ve incelikli işlemelere maruz kalıyoruz, flying lotus'u filan anımsıyoruz kimi zaman. daha ayrıntılı tahlilleri işin erbabına bırakmayı yeğliyoruz. had-hudud mevzuu mühim, malumunuz.
tekrar ada'ya dönersek, burada da güzel haberler var: 14 kasım'da, pek kıymetlimiz, the cinematic orchestra kendilerine (barbican'dan sonra) pek yakıştığını düşündüğümüz royal albert hall'da patronu ninja tunes'un 20. yaşını kutlayacak. lou rhodes, grey reverend, heidi vogel, pc ve the 24-piece heritage orchestra'yı da misafir edecek meşkine. hayat memat mevzuu olmadıkça yoklamayı kaçırmayacağımızı düşünüyoruz. bunu bir davet olarak telakki etmeniz de mümkün, elbet. icabetin neredeyse kaçınılmaz olduğu bir davet, reddin zinhar imkansız olduğu bir teklif! belki üç sene evvel aynı mekanda yedikleri haltları gözden kulaktan geçirip hazırlanarak, ha?
robot koch, the cinematic orchestra, zenzile; nihayet ulaşabildik menzile!
Şef:
sputnick
on 8 Ekim 2010
/
Comments: (3)