gerçekleri öğrenen tren

İçinde tüm hayvanların mutlu ve mesut yaşadıkları bir orman varmış. Bu ormanın hemen yanından da bir tren yolu geçermiş. Kara tren, her sabah buradan düdüğünü öttürerek kasabaya gidermiş. Hayvanlar onu çok severlermiş. Düdüğünün sesini duyar durmaz yolun kenarına koşar onu selamlarmış. Tren de çok mutlu olurmuş onların ilgi ve sevgisinden. Ama karga bu durumdan rahatsız olurmuş. Kendi sesi çirkin olduğu için diğer hayvanların trenin sesini beğenmesine tahammül edemezmiş; kıskanırmış onu. Karganın kıskançlığı gün geçtikte daha da artıyormuş. Artık dayanamaz olmuş bu duruma. Bir gün kara trene gidip: "Sen neden her gün burdan geçerken düdüğünü öttürüyorsun? Üstelik, sesin de hiç güzel değil. Ayrıca tüm hayvanlar senin sesinden rahatsız oluyor", demiş. Bunu duyan kara tren çok üzülmüş. Diğer gün, ormanın kenarından geçerken düdüğünü öttürecekmiş ki, aklına karganın dedikleri gelmiş. O anda susuvermiş. Sesi hayvanlar tarafından duyulmasın diye yavaşlamış. Ama hayvanlar dumanından onun geçtiğini fark etmişler ve hemen koşup gelmişler. Tren ses çıkmasın diye yavaş gittiği için kasabaya da geç kalmış. Makinistler onun arızalandığını düşünmüşler. Diğer gün de tren, "Madem benden rahatsız oluyorlar, hiç gitmeyeyim artık" demiş. Makinistler onun yerine yeni bir tren çıkarmayı düşünmeye başlamışlar. Hayvanlar ise onu göremedikleri için çok üzgünlermiş. Karga, dediklerinden pişman olmaya başlamış. Diğer hayvanlara bu duruma kendi sebep olduğunu anlatmış. “Ama merak etmeyin, ben gidip onunla konuşacağım ve sizlerin onu ne kadar sevdiğinizi anlatacağım.” demiş. Sonra da gidip kara trene tüm gerçekleri anlatmış. Tren gerçekleri öğrenince çok sevinmiş ve tekrar kasabaya gitmeye başlamış. Onu gören makinistler çok şaşırmışlar. Arızası var mı diye kontrol etmişler. Ama bir şey bulamamışlar. “Belki de yağa ihtiyacı vardır” deyip onu yağlamışlar ve onun yerine yeni bir tren çıkarmaktan vazgeçmişler. Tren artık çok mutluymuş. Her gün düdüğünü öttürüp ormanın yanından geçerek kasabaya gidiyormuş.