portakal geliyor, kaç!

fonetik demişken, abshaper’ın en büyük rakibi “kahkaha” kelimesini, “kahkahahaha…” diye gözyaşları içinde yansımaya çevirebilirmişiz. hiç güleceğim yoktu aslında. bir başa çıkma mekanizması olarak reçetenize endorfin ve refleksoloji’nin yanında, mıncıklanabilecek soğuk meyveler de yazıyorum. bir de, torunu gelecek diye saatlerce uğraşılan tatlı yenirken, X kaşık per minute'i, damağa ilk temasındaki göz kısılmasını ve ağız hareketlerini göz ucuyla izleyen anneannemden çakozladığım işte tam da bu yöntemi öneriyorum.  
hiç mitleri ve kodlarıyla uğraşmadan, kırmızı başlıklı kız’ı, başkalarının elini kendi elinin üstüne takarak çizen Jean Ache’ın, 74'te Pilote diye bir çizgi roman dergisinde yayınlanan bu işleriyle daha yeni karşılaştığım için kendimi "bilmemne" hissetmeden tadını çıkarmayı –pardon- çıkarmanızı diliyorum. hajde mori, hoş geldiniz. 

*bunu da dedirttiniz ya neyse; lütfen görselleri yeni sekmede açınız.






bu seferlik sadece gözmaması. 

yukarıdaki mavilikler, yerdeki karanlıklar




Yukarıda : Tüm semavi din külliyatlarında ismi ve hikayesi geçmekte olan Ezekiel. Osmanlı teoloji kaynaklarında Hz. Hızkıl ; bazı isimlerin fonetikliği inanılır gibi değil. Tanrı'nın geçtiği meşhur kapalı kapının önünde, sırrı saklıyor. Bu uzun hikayaden ziyadesiyle etkilenen bir mütedeyyin de onu böyle resmediyor.

Aşağıda: Fransız Dub sahnesinin medar-ı iftahar'ı EZ3kiel. Hiçbir teolojik kaynakta isimlerinin başka bir telaffuzu geçmiyor. Bazı isimlerin kalıcılığı inanılır gibi değil. Harikulade bir albümün, kapak görselinin derinliğini saklıyor. Bu uzun hikayaden ziyadesiyle etkilenen bir mütedeyyin de onu böyle resmediyor.