Diyalektik diye bir şey var ve biz bazı şeylere bir çırpıda
pis, kaka, kötü vs. diyemiyoruz; görünüşte öyle olsalar bile. Savaş denen
melanet de bu şeylerden biri. Bu yüzden “Savaşa Hayır” sloganının ne felsefi ne
de ahlaki olarak genel bir geçerliliği var. Düşünün bir; 1920’lerin başında
Anadolu’da ya da 1940’ların başında Sovyet Rusya’da “Savaşa Hayır”
kampanyalarının olduğunu… Ama iş kapitalizm ve “onun en yüksek aşaması”
emperyalizmin çıkarlarına hizmet eden savaş(lar)a gelince akan suları ne yapıp
edip durdurmak gerekiyor.
İşte 68 kuşağının; hippilerin, çiçek çocukların -politik
bilinçlilikleri tartışılır olsa bile- Woodstock’ta bir araya gelmeleri, sürmekte
olan Vietnam savaşına karşı çıkmaları böyle bir hareketti ve sonuna kadar
meşruydu.
Hangi savaşa karşı olmamız gerektiğini, diyalogları ve müzikleriyle bize sezdiren, 68 ruhunu yansıtan en güzel filmlerden biri olan "Hair"den alınan ilhamla “Savaşa Hayır”
postulatını güzel bir “trick” ile daha doğru hale sokmak, şu satırları yazana da meşru ve hoş görülsün o zaman.