piton

"lan şu neden yok yahu mamada?” diye bir başlasak karşıki dağlar yıkılır aslında, geçen mama amcası ile haspiyalimizde benim çıkardığım en mühim sonuç bu. Radiohead için alt giride söylenen tüm güzellemelere katılmamak elde değil ama, sözkonusu vaziyet salt radyo kafasında olsa yine iyi; işimiz nispeten kolay idi.
cinematic
Peki ya bu 6 adama ne demeli? Dile kolay tam 10 (yazıyla on) senedir hayatımıza her girdiğinde onu önce etraflıca bir saran sarmalayan, ardından o sarılma şevkatini giderek şiddetlendiren ve sonlara doğru sarılmayı "sıkma"ya çevirip bizi neredeyse nefessiz bırakacak kadar sıkıştıran, ölümcül bir sevgi beslediğimiz The Cinematic Orchestra? Onlar için ne demeli? Ne yazmalı, ne konuşmalı?
286676
Roots Manuva'lı "All Things To All Men" mi diyelim, bize uyurken bütün gezegeni gösteren "Burnout" tan mı dem vuralım? Avant Garde etkileşimli "Man With A Movie Camera" yı mı seyreyleyelim yoksa huzurun sadece İslam'da olmayabileceğini de bize muştulayan "Breathe" ile mi boynumuzu öne eğelim? Kulağımıza yeni mamalanan "Borrowed Time" ve "Brother" ile mi yenilenelim yoksa 10 sene evvelki "Channel 1 Suite" i bir kez daha mı zikredelim? Herşeyi geçelim, iyisi mi şurdan yürümeye başlayalım...

The Cinematic Orchestra, sokarak aniden değil, sarılıp sıkarak öldürür.