kanlı nigar


2000'li yılları kapatmaya meylettiğimiz şu günlerde (klişe girizgahın takvim-kurgusal ağırlığı) fiziksel bitkinliğimizin en etkili tedavisini minimal house, deep house semalarında arıyoruz. Ağır iş koşullarının masa başı işçilerini ne hallere soktuğu malum; ondan mümkün mertebe uzak durmak, nefes aralıkları aramak son derece kıymetli.

Deep house ve bilhassa minimal techno'nun, insanı durup düşünmeye iten o geniş aralıklı sessiz vuruşları mı gönül telimizi daha çok titretiyor yoksa başından beri modanın tüm kumaşlarının sesleri oluşları mı bilemiyoruz. Bilhassa tok, minimal, steril ve "hip" bir loop'a bağlı tüm teknoik (iyi tabir oldu) hissiyatlar, o loop'ların aralarındaki geniş yankılı boşluklar sayesinde adeta çıplak ayakla kısa süre evvel yağmur almış çime basmışsınız gibi bir durumla dolup taşmamızı sağlıyor. Önce hafif bir üşüme ama arkasından tarifsiz bir ferahlık, yenilenmişlik hissi...Tıpkı Miles'ın dediği gibi : iyi müzisyen çaldığı değil, çalmadığı notalarla kendini belli ediyor. O loop'ların ardındaki derin yankılarda Miles'ın sureti belirir gibi oluyor.

İsmi ayrı , atmosferi ayrı güzel Bloody Mary'nin Arabesque isimli EP'sinde de bizi bir anlık ferahlattığı kesin. Daha fazlasını arayacak takati, en azından şimdilik, olmayanlar için biçilmiş kaftan.