buzkıracağı cinayetleri


Sessizlik.
Sonra, "Teşekkür ederim Matthew."

Ne için? Kulübeden çıkıp yukarı, odama gittim. Temiz bir gömlek giydim, uygun bir kravat taktım ve Slate'te kendime nefis bir biftek ziyafeti çektim. John Jay Koleji ve Midtown South'tan polislerin takıldıkları bir yerdi. Ama tanıdık birine rastlamadım şükür ki. Mükellef bir yemek yedim kendi başıma. Önden martini sonradan da brendi içtim.
Dokuzuncu Cadde'ye yürüdüm. St.Paul'ün önünden geçtim. Kilise kısmı kapalıydı bu saate. Dar merdivenlerden zemin katına indim. Birkaç gece evvel Bingo oynadıkları ön taraftaki odaya değil de toplantıları yaptıkları yandaki daha küçük odaya indim.
Bir mahallede oturuyorsanız, girdisini çıktısını bilirsiniz. İlginiz olsun olmasın.
Birkaç dakika kapıda durdum. Başımın dönüp göğsümün sıkıştığını hissettim. Brendiden olmalı diye düşündüm. Güçlü bir uyarıcı. Brendiye alışkın değilim, çok sık içmem.
Kapıyı açıp içeri baktım. Bir düzine insan katlanır sandalyelerde oturuyordu. Bir masada kahve makinesi ve iç içe geçmiş plastik bardaklar vardı. Duvarlara bazı sloganlar yapıştırılmıştı. YALINLIK İŞİ KOLAYLAŞTIRIR. Yılların canına yandığımın bilgeliği.
O da muhtemelen şehrin merkezinde bunun gibi bir odaydı. Belki de SoHo'daki bir kilisenin bodrum katında.
Şansın bol olsun hanımefendi.
Bir adım geriye gittim, kapıyı kapayıp merdivenlerden yukarı çıktım. Kapının arkamdan açıldığını, peşimden insanların koşup beni çekerek geri götürdüklerini hayal ettim. Böyle bir şey olmadı.
Göğsümdeki sıkıntı geçmemişti.
Brendidendir dedim kendi kendime. Brendiden uzak dursam iyi olacaktı. Hep içtiğin şeyden şaşmayacaksın. Burbondan şaşmayacaksın.
Armstrong'un Yeri'ne gittim. Azıcık burbon, brendinin ağızda bıraktığı tadı yumuşatır. Azıcık burbon hemen herşeyi yumuşatır.

Lawrence Block, Buzkıracağı Cinayetleri (1977)


1962'de Crane Junior College Chicago'da bir öğrenci projesi olarak kurulan topluluk The Pharaohs, 1973'e kadar süren ömrü boyunca sadece üç plak yayımlayabilmesine rağmen underground jazz ve bilhassa soul çevrelerinde eyalet efsanesi haline gelmişti. Kahverengi kadife ceketler ve bol paça pantolonların kol gezdiği Chicago'dan, The Pharaohs'tan geliyor sıradaki mamamız, kolektifin 1972 tarihli ikinci plağı "In The Basement" , nakletmeye çalıştığımız "atmosferin" tamamını bünyesinde barındıran kayıtlardan. Gerektiği kadar voodoo, had safhada cool bir soul, yeterli hüzün, vintage ses renkleri,hardal-sosis gibi conga ve bass, saman kağıda basılı 30 yaş üzeri kitap kokusu, yan flütün soul ve jazz dünyasındaki özlenen tahtı, mama'da daha evvel de değindiğimiz Alice Coltrane tütsüsü kokulu; sadece onun için aylarca bu plağın zevkle aranabileceği kusursuz balad "The African Roots"...Daha ne olsun...

1972 yılından gezegene bırakılan en güzel "canlı" kayıt...