Meşhur pazar mamalarımızda bu hafta, müziğin zurnasının zırt dediği yere, Miles Davis'e bağlanıyoruz :
" Olayları önceden görebilme yeteneğim vardır, şaşmaz. Geleceği görebilen insanların varlığına inanıyorum. Bir keresinde Birleşmiş Milletler binasının havuzunda yüzüyordum, havuzda benimle beraber yüzen bir beyaz vardı. Birden bana, "Nereye gidiyorum tahmin et?" diye sordu. Hiç düşünmeden, "New Orleans'a gidiyorsun" dedim. Gerçekten de oraya gidiyordu! Şaşıp kalmıştı. Bana bir tuhaf bakıp nasıl bildiğimi sormuştu. Bilmiyordum nasıl bildiğimi ve merak da etmiyordum. Böyle sorular sormam. Bu yeteneğimin orda olduğunun hep farkında olmuşumdur."
Şubat 1969'da New York City'de 30. Cadde Studio B'de iki gecede kaydedilen şaheser In A Silent Way, Miles'ın hayatında kendi deyimi ile "oldukça yaratıcı" bir dönemin başlamasına , ve bu plağın kaydı sırasında düşündükleri ile 1969-1973 yılları arasına tamı tamına 10 plak daha sığdırmasına sebep oluyordu. Miles'ın o dönemlerine ait çok daha göze batan plakları da (mesela dünya tarihini değiştiren Bithes Brew, mesela Jimi Hendrix'in bitmesine çok az kaldığının henüz farkında olmadığı hayatını değiştiren albüm Kind Of Blue, bilhassa beyaz akademisyenlerin göz bebeği haline getirmeleriyle hayatı boyunca dalga geçtiği albüm Birth Of The Cool, örnekler tüm diskografiye yayılabilir...) baş tacı edebilirdik bu pazar ama In A Silent Way....... Boşluğu doldureverin bir zahmet kaydı dinledikten sonra.
Kapatırken bir kez daha Miles'a dönelim :
"...Kayıtlarda akorları karalayıp herkese sadece melodiyi çalmalarını söyledim. Bu şekilde çalışmak şaşırttı onları, sadece melodiyi çalmak. Ama Kind Of Blue, büyük müzisyenlerle çalışırsan-ki çalışıyordum- duruma hakim olup bildiklerinin üzerine çıkarak çalacaklarını öğretmişti bana. Böyle çalmıştık In A Silent Way'de ve müzik tamamiyle yeni ve harikulade olmuştu.
In A Silent Way bittikten sonra grubu turneye çıkardım : Wayne (Shorter), Dave (Holland), Chick (Corea) yer yer Herbie (Hancock) ve Jack DeJohnette. O grup canlı kaydedilmiş olsaydı keşke, çok orospu çocuğu bir gruptu. Chick Corea ve birkaç kişi daha bazı konserleri kaydetmişlerdi sanıyorum ama plak şirketi Colombia treni kaçırmıştı...."
Ve son söz. Michael Mann'ın hem müziğine hem de Miles Davis'e gayet şık bir saygı duruşu. Güzel hikayelere içelim.