...Sıradan insanların sıradan hayatlarını okuyoruz bu öykülerde. Ne var ki en sıradan hayatlarda geçen en basit olayların bile nasıl fırtınalı varoluşsal deneyimlere yol açtığına şahit oluyoruz. Yaşanan acı aydınlanmalar, aynadaki kendinden memnun suretleri paramparça edebiliyor. Cehennemin insanın içinde pusuda beklediği, insanın kendi cehennemini kendisinin yarattığı görülüyor. Ve anlıyoruz ki, eğer hikâyesi iyi bir yazar tarafından anlatılırsa, hiçbir hayat sıradan değil...
Birleşik Devletler orijinli ikili Arms and Sleepers, gönlümüzün telini hoplatmasa da inceden kağıt kesiğine maruz bıraktığı 2009 tarihli Matador'unu bu yıl "The Organ Hearts" isimli uzunçaları ile devam ettiriyor. Olağan dışı hikayeler anlatmasa da, sıradan hikayeler böyle anlatılınca bazen sıra dışı hale gelebiliyor. Değil mi?