Thomas Fehlmann'ın burnundan Berlin havası solumak nasil olurdu acaba? Çok iyi olurdu kanımca; hani şehirden kaçıp kendimizi dağa bayıra attığımızda, o temiz havayı ciğerlerimize yavaşça çekip yavaşça soluk verirken yüzümüzdeki o hafif tebbessümü ve o anki varoluş keyfini, o rahatlama ve gevşeme hissini yaşatıyor bize Gute Luft (good air/atmosphere) albümü ile Fehlmann! Bu şehirde, o "sanatçı huzurunu" bulmuş olsa gerek ki yıllar önce İsvicre'den Almanya'ya göçmüs, 84 yılında Berlin'e taşınmış, bu geçmek üzere olduğumuz yılın Mart ayında da şehrin 1 gününu anlatan, 24 saatlik "24H Berlin" belgeselinin bahsettiğimiz soundtrack'ini yapmış bu zat-ı muhterem.
"Kimdir bu Fehlmann?" diyenler için kısa bir tanıtım yapmak istiyorum. Aslında çoğumuz farkında olmadan Fehlmann'ın mamasını çoktan yemişizdir. The Orb grubunun arkasındaki önemli isimlerden olan Fehlmann, hala The Orb'la projelerini sürdürmekte, kendi adı altında da Kompakt label'ından çalışmalarını yayınlamaya devam etmektedir. 90'lı yıllarda Berlin'in meşhur Tresor Club'ında resident olmuş, yine bu dönemlerde Juan Atkins gibi isimlerle çalışıp Detroit-Berlin bağlantısının gelişmesinde önemli katkıda bulunmuştur.
Son albüm, "Gute Luft"a dönecek olursam sayın mamacılar, böyle bir belgeselin soundtrack'ını en dogru adama yaptırmışlar, bravo hakkaten. Fehlmann'ın ambiyansı yüksek, dub temelli, yer yer downtempo, yer yer minimal techno arası mekik dokuyan o ayırt edilebilir sound'u zaten Berlin şehrinin o bohem, azla yetinebilen, sanatçi dostu havası ve ülkenin genelinden farklı yaşam tarzını iyi yansıtan bir sound. İşin içine Fehlmann'ın birikimi ve şehir yaşanmışlıkları (ki bu 53 senelik hafıza deposunda bunlardan bol bol olsa gerek) girdi mi ortaya mis gibi bir albüm çıkıyor, buna da mütevazice "Gute Luft" adı veriliyor... havan hep güzel olsun Thomas amca! (siz mamacıların da)...
Ha, bir de unutmadan, hepinize bol müzikli, bol mamalı yıllar dilerim!