bu sefer mamamız bir filmin bahsinden oluşuyor. gomorra'yı seyretmeyen varsa, hemmmen seyretsin, en yakındaki korsan dvd'ciden çektirerek.
filmin, tuhaf ilişkilerle ve işlerle iştigal eden kahramanlarına fon oluşturan toplukonut ve banliyö mantığını işaret etmek isterim. o insanları o hale getirenin belki de bu rasyonel yapılaşma olduğunu iddia edecek yığınla kent teorisyeni var. modernizmin sonunun tarihlendirilmesini anımsayalım: bir tarafı siyahlar bir tarafı beyazlar için 1950lerin sonunda tasarlanmış pruitt-igoe toplukonutları (ki ciam mantığındaki bir şablonu yeniden üretiyordu) 1970lerin başında, daha 20 yıl geçmeksizin suç ve yozlaşmanın yuvası olduğu gerekçesiyle yokedildi. yıkımın başladığı saat, kimilerine göre modernizmin öldüğü saattir.
"peki, nerede kulakmaması?" diyeceksiniz, değil mi sekter okurlar? alın size mama, hem de en babasından: phillip glass'tan pruit-igoe'nin yıkımına bir güzelleme..
2 comments:
sinemada izlemek istedim ben bu filmi, ısrar da ettim ama
gel gör ki yenik düşürüldüm. yeniden palazlamış film endüstürümüzün,
post arabesk camiasının, yeteneksiz, (ama) başarısını izleyicilerinin
akıp sel olmuş gözyaşlarından "ırmak"lıyan yönetmen kişisinin
"vızvız adam"filmine sürüklendim. filmden çıktıktan sonra gomorra afişindeki çocuğun elindeki keleşi alıp, içindeki kurşunları salonda ağlayanlar üzerine boşaltmak ve
"gözyaşı bu kadar ucuz mu leeeyn, allahsız köpekler" diye bağırmak geldi içimden....
neyse şimdi gomorra iniyor
down speed:28,2
ETA:7h 46m
Fİlm, uzunca bir süredir yolda DVD satan amcadan, Harbiye dolaylarından alınmış, "izlenecekler" listemde duruyordu. RSS'imde kapağı görünce, "ne oluyor?" dedim birden, evde her an görmeye aşina olduğum bir görsel malzeme ofisteki bilgisayar ekranında ansızın karşıma dikilince. Demek ki izlenecek bu gece itibariyle; gözlerim "ee, yeter amma ekrana baktın bugün" demez ise...
Neyse, güle güle git, güle güle gel Onur... Şen baklavalar diyarından
Yorum Gönder