hazır pek kıymetli dostumuz istanbul'dan ayrılıp yanımıza avdet etmeye hazırlanırken, onu istanbul ortaçağından hoş sedalarla uğurlayalım, sonra hızla kendi şehrimize gelip pür neş'e karşılayalım dedik ("minareden at beni, in aşağıya tut beni" hesabı).
dedik de nasıl? yıllar evvel elimize geçmiş, günlerimizi, gecelerimizi yemiş, sonra (kaset olmasından ötürü) yitip gitmiş, bu sabah karga kahvaltısı vaktinde nedense akşamdan kalma aklımıza düşmüş ve yaşamımıza kaldığı yerden duhul etmiş bir albüm var: bosphorus nam bir grup (ki gündoğarken'in rüzgar'ına nakşettiği greek touch'dan anımsayabileceğiniz vasiliki papageorgiou ve hasan esen çekiştirmiş bunları bir araya) bol taksimli, bol bizans soslu osmanlı tadında kırık türkçeli, tatlı rumcalı bir albüm yapmış, last boat from halki / heybeli'den son vapur.
her şey güzel, ama bazıları daha güzel. 11 ve 12 numaralı boşluklara yerleşmiş track'lere, i.e. 'gitar-kemençe taksimi'ne ve 'dalgalar' adlı şarkıya müstesna bir mim koymak isteriz. o nasıl yanık, nasıl içli kemençedir; o nasıl bir ilk dizedir "ah vre dunya!"
çello ve ney taksimleri de onlar kadar müthiş. her ikisi de yalnız takipçi parçanın değil, aynı zamanda enstrumanın sınırlarını tatlı tatlı teşhir ediyor, kimi yerde aşıp geçiyorlar. haddi zatında, bu taksim fikri külliyen müthiş! neden derseniz, taksim, aslında hayli mimari bir işlevi eda ediyor; tutup kendinden sonra icra edilecek eserin müzikal uzayını, içinde çalınacağı odayı inşa ve işaret ediyor; adeta diyor ki "bundan sonraki şarkının notaları, tonu, tadı; şimdi size ağır ağır açacağım, üzerinden geçeceğim, işaret edeceğim sınırların içinde varolacak; dışarı çıkmayacak hiç." bu hazırlık, bu taksimat, dinleyicinin o müzikal yapının içinde tökezlemeden yürümesini, sağına soluna bakınmasını, müzikten gereği gibi kam almasını sağlıyor. yaşasın taksim, yaşasın mimariyi müziğin vücuda gelmiş hali olarak kavrayan kadim kafalar!
yaşasın heybeli'den kalkan son vapurlar, haydarpaşa'dan kalkan öğle trenleri!
3 comments:
eh, böyle albüme böyle password: erguvan
yanlış başlığın altına yazmışım, acemilik işte :P
[...] madem bu kadar muhabbeti oldu, o zaman dönüp, istanbul pre-modern yazımızda gönderme yaptığımız last boat from halki / heybeli’den son vapur albümünde 4. [...]
Yorum Gönder