arama butonu

6a00d8345163ca69e200e5507864788834-640wi
Nasıl bir ihtiyaç sonunda nerelerden geçerek ne tür bir eksiklik tanımı yaparsanız yapın, birileri serüvenin bir yerinde mutlaka size "birşeyleri aramanın bizatihi kendisi"nin, bulunca onunla ne yapacağınızdan çok daha mühim olduğu klişesini söylecektir değil mi? İşte film "Broken Flowers" da öyle tatlı bir klişe. Gerçekten de ne aradığınızın bir önemi yok, aradıktan sonra. Rüya sahneleri harika, komşu karakteri enfes, hissiyat oturaklı, yolculuk sonsuz, aidiyet yok. Bill Murray "Lost In Translation"daki rolünü aynen devam ettiriyor, neredeyse tıpatıp aynı karakteri başka bir hikayede bize sunuyor. Müzikler :

Yanına köşesine iliştirilmiş çok mühim olmayan kenar süsleri ile birlikte filmin soundtrack'inde mühim bir yer tutup, bilenlerin bir kez daha hatırlamasını, bilmeyenlerin ise bir an evvel kendisini hayatlarına sokmasını sağlayan Etiyopya'lı free jazz üstadı Mulatu Astatke'ye bize cool'un tanımını bir kez daha hissettirdiği için saygılarımızı sunarız. Çok yaşa Etiyopya, çok yaşa Mulatu!
Mulatu+Astatke

1 comments:

yumak dedi ki...

filmdeki komşudan ve kırmızı koltuktan bi adet edinme duygusu da bizatihi filmin kendisine duyulan beğeninin öneminden çok o koltuğun film içinde neredeyse fetişleşmesi ve Winston’ın komşu komşu tavrının yanından geçmeyen bilakis o çokça şuursuz haliyle sahiplenme dürtünüzü gıdıklaması daha mühimdir klişesini de ben uydurup izninizle hemencik buralara iliştiriveriyorum..
yukarıdaki cümle nerden nereye gidiyor bilmesem de film bi kaç kereler izlenilebilir demeden de susamadım..

Yorum Gönder