çoğaltarak ilerlemeliyiz


Mazisi turntablism'den de öteye varan "sampling", 1970'lerin başlarında bu "pikapçılar"dan sonra yavaş yavaş bir tarzdan ziyade bir tavır halini almaya başladı sanatta. Olur olmaz şeyleri üst üste bindirmekten ziyade, neyi neyin içine, nasıl yoğurduğun önem ve değer kazanmaya başladı. Bilhassa da o tarihlerdeki Birleşik Devletler kuzeydoğu yakası şehirlerinin arka sokaklarında. Tıpkı jazz'ın 30'lu, 40'lı ve 50'li yıllar boyunca önce İngiltere'ye, ordan da kıta avrupasına sirayet ederken olumlu olumsuz evrilmesi gibi, sampling ve beat-making'de aynı vaziyetlerden geçti. Öyle ki, bilhassa Birleşik Krallık'taki ehil prodüktörler, işin membağındaki DJ'leri keşfedip onları Londra'nın karanlık kulüplerine çekmeye başladılar bile 2000'ler boyunca. Atlantik'in bizden yanına son geçenlerden biri Washington D.C. menşeili Damu The Fudgemunk. 2010 yılından itibaren harika groove'larını Londra'dan yayınlayacak olan DJ'i, dört gözle beklediğimiz yeni EP'si Kilawatt V1'dan evvel 2008 tarihli toplaması Spare Time ile ağırlıyor, tanışmamızın şerefine bahçe partisinde köfte-ekmek-bira'lanırken muhabbeti koyultuyoruz.




2 comments:

sismanos dedi ki...

yahu bu hakikatten müthişmiş!

sismanos dedi ki...

hmm, bir de yeni başlık önerisi bu giri için: rdf'ye güzelleme :))))

Yorum Gönder