hastane koridorlarında dolaşılarak geçirilen vakitlerde yanımda olan bir kitaptan alıntılar:
"risalesinin ilk varaklarında, musıkinin nasıl ve ne zaman neşet ettiği konusunda kaynaklarda çok şeyin yazılıp rivayet edildiğini belirten gevrekzade hafız hasan efendi, asıl olanın 'musıkinin kendiliğinden ortaya çıkan bir şey' olduğunu bilmek gerektiğini ifade eder; sonra da konuyla ilgili rivayetleri zikreder. tarih kitaplarında yer alan bu rivayetlere göre hz.nuh'un babası lamek, ud sazını icat eden ilk kimsedir. bununla birlikte, alimlerin ortak kanaatine göre musıki ilminin nazariyatını ilk defa kuran kimse hz.davud'dur. hatta o bir ud icat etmiş, bu ud beyt-i makdis'teki odasında asılı kalmış; daha sonra buhtunnasr'ın kudüs'ü yakıp yıkmasından iskender'in zamanına kadar gözden kaybolmuştur. iskender zamanında ilk ve özel şekliyle ortaya çıkarılan bu udu, aynı zamanda aristo'nun öğrencisi olan iskender de icra eylemiştir."
...
"bu rivayette enteresan olan bir diğer bilgi de, ud için farsça olan 'barbat' isminin kullanılmasıdır. icat ettiği uda dört tel takan pitagoras, her bir teli dört unsurdan biriyle tavsif etmiş ve ondan sonra gelenler de bu adeti devam ettirmişlerdir."
...
" 'ud ta'bir olunan alat-ı gına el-yevm kefere yedlerinde müsta'mel olan lavta dedikleri alat olub lavtanın perdeleri olmayub anın perdeleri mevcude olduğu içün güya tanburun kısa kollusu misillü bir alat-ı gınadır ki el-yevm ba'zılarında mevcuddur.' "
...
"gevrekzade, müziğin işleviyle ilgili olarak eflatun'dan şu sözleri nakletmektedir: 'eflatun -allah ona rahmet eylesin- dedi ki: biliniz ki filozoflar -hikmet sahipleri- müziği oyun ve eğlence için değil, kişiye faide vermek, ruhi lezzetler sağlamak, insanın psikolojisini rahatlatmak, kuru mizaçları nemlendirmek -sıkıntıyı gidermek-, fizyolojiyi dengelemek ve kanın akışını düzenlemek için ortaya koymuşlardır. bu ilmi inkar edenlerse müziği sadece meyhanelerde ve sokaklarda dinleyip ilkelerini, anlamlarını ve ortaya konuş sebebini kavramadan, bu ilmin sadece oyun ve eğlence için olduğunu düşünüp dnen yasaklamışlardır."
...
"gevrekzade, musıki ilminin tıp ve astronomiyle yakın münasebeti olduğunu ve bu konuda tusi, farabi, urmevi gibi üstadların eserler telif ettiğini belirttikten sonra, insan nabzının belirli makamlar üzere olduğunu açıklamaktadır. usta hekimlerin ve düşünürlerin kabul ettiği gerçek, nabzın ölçülü her bir hareketinin bir makama uygun olduğu ve bir nağmeyle uyum sağladığıdır. nabız atışları usule aykırı ve bozuk olduğunda bu durum vücut sağlığı için hiç de iç açıcı olmaz. zira nabız atışlarının usulden çıkması, daha önce sözü edilen üç ruhun -hayvani, nefsani ve tabii- doğal usulden çıktığına delalet eder."
...
"bimarhane -akıl hastanelerinde- kadrolu sazendeler ve özel görevliler bulunduğunu, kilerlerin ve duvarların ihtiyaç duyulabilecek her türlü enstrümanla dolu olduğunu anlatmaktadır."
ahmet hakkı turabi, gevrekzade hafız hasan efendi ve musıki risalesi, rağbet yayınları, 2005
0 comments:
Yorum Gönder