"Delueze ile Guattari deliliğe sempatiyle yaklaşırlar, Karşı Oidipus’ta modern yaşamda us ile dürtü arasında bir türlü bağdaşmayan bir ilişki olduğu saptamasında bulunurlar: Modern dünyada içtenlik insandan büyük ölçüde koparılmaktadır. Lacan’ın merkezinden edilmiş özne düşüncesini kendilerine temel alan düşünürler, bu bağlamda Lacan’ dan bir adım öteye giderek, şizofrenin kişisel ve toplumsal deneyim arasında hiçbir ayrım gözetmediğini dile getirirler. Kişisel dışavurumlar pekala başlı başına birer siyasal anlatımdır. Şizofren için sözcük ile şey, söylemek ile yapmak bir ve aynı şeydir. Sözcük ile eylem, istek ile eylem arasındaki ilişki doğrudan ve dolaysız bir ilişkidir. Bir anlamda Deleuze ile Guattari “bir şizofreni siyaseti” geliştirmişlerdir.
...Şizofren, kendisini "özgür, sorumsuz, yalnız ama neşeli" bir insan olarak yeniden üretir; hiç kimseden izin istemeden dilediğini söyleyebilir, istediğini yapabilir. Arzu hiçbir şeyden yoksun değildir; bütün engellerin ve kurallar düzeninin üstesinden gelen bir akıştır. Arzu, bundan dolayı her ne olursa olsun asla bir ego olarak tasarlanamaz. Şizofren, deli olma korkusuna bütünüyle son vermiş kimsedir."
Bir süredir İnternet ortamlarına "sızdırdığı" işlerle takibimize muhattap olan Ventochild, işi video-art denen tuhaflıklara da taşıyarak iyice mama kıvamına geliyor. Formül bu sefer tersten işliyor: Tırstıkça dinliyoruz.
1 comments:
Ben bunu atlamışım, iyi olmamış. Gore janrın şukela bir kolajı olmuş. Yapan adamın (Can Evrenol) kısaları da iyidir.
Kulak maması artık göze de hitap ediyor ne güzel:)
Yorum Gönder