Misillemenin böylesi...


Yaklaşık 15 senedir , yaptıkları işlerle -çok derinlere inmeseler de- beni ziyadesiyle titreten şeyler çıkartan ABD'li grup Thievery Corporation yeni toplaması "Radio Retaliation" ile aramızda. Hani hayatınızda çok kişiselleşip derin manalar kazanmamış ama yine de bir şekilde olmazsa olmaz olup, yeri geldiğinde eksikliği hissedilen şeyler vardır ya, işte tam onlardan biri. Herkesi bu tanıma uyacak şeylerin listesini çıkartmaya davet ediyorum.
Denemek gerekirse (aklıma geldikçe ekleyeceğim) ;
1.Patlamış mısır.
2.Yöneylem bilimleri.
3.Romantik komedi.
4.Sosyalizasyon.
5.Her türlü analog veya dijital (makine ile girilen post-sibernetik interaksiyonlar) oyunlar.

Paris, je t'aime.

İnsan hayatındaki muğlaklığın, toz dumanın, buhrana, yalnızlığa ve güvensizliğe yol açmadığı bir örnek dahi yok değil mi?

dünyaların müziği.


Önce şurdan başlayalım :
90'ların sonlarına doğru bu gezegene ayak basıyor olmaktan ölesiye bunalmış bir çocuğun iki elinden birinde muhtemelen bir şişe , diğerinde ise Hanif Kureishi 'nin "Varoşların Buddha'sı" kitabı olurdu. En azından benim öyleydi, nelere kadirmiş...


Kişisel tarihimizde, 90'ların ikinci yarısından itibaren Güney Asya'nın neredeyse tüm tohumlarını alıp, Britanya topraklarından çıkan janr "Asian Underground" hem günlük hayatımızı etkilemiş, hem de o buhranlı 90'lardan bir nebze olsun sıyrılabilmemizi sağlamıştı. Bir yanda yerel enstrümanlar , diğer yanda işinin ehli Drum'n'Bass, Jungle, Dub, UK Garage DJ'leri ve prodüktörleri aklımızı almıştı. Janrın önemli isimleri arasında Badmarsh & Shri, Transglobal Underground (ilerki bir girinin konusu olacaklar), Nitin Sawhney, Talvin Singh, ve pek tabi ki State Of Bengal (2000'lerin başlarında İstanbul'da sergilediği birkaç DJ performansı inanılmaz etkiler bırakmıştı) ilk akla gelenlerden...

Mamalara bahsi geçen janrı hatırlayıp , 90'lar sonu, 2000'ler başlarındaki karanlık kış akşamları şehir yürüyüşlerini anarak Talvin Singh albümü ve toplamasıyla ve üzerine bir de Back To Mine serisine olan katkısı ile devam ediyoruz...

iki fincan kahve ve bir kruvasan lütfen...


Norveç menşeili Ralph Myerz and the Jack Herren Band , bizlere downtempo'nun , dub'ın ve modern jazz'ın en müstesna örneklerini vermeye devam ediyor ama bendeniz yine de sizlere grubun en sıcak albümünü öneriyorum. 2003 tarihli A Special Album sabahları pikaba, iTunes'a veya CD'ye konulduğunda, iki fincan kahvenin yanındaki taze kruvasan gibi mutluluk veriyor. Huzur veriyor.

Tru-Thoughts'tan Haberler


Yıllardır kulaklarımıza Quantic, Alice Russell, TM Juke, Nostalgia 77 gibi isimleri dolduran canımız label'ımız Tru-Thoughts'un, 2008 güzellemelerinin bir sonraki adımı Birleşik Krallık'tan prodüktör Natural Self. 2008 tarihli ve Tru-Thoughts etiketli kaydı "The Art Of Vibration" ile karşımızda...

I Just Don't Know What to Do With Myself...


Arkasında bıraktığı plaklarla kalbimizde hep ayrı bir yere sahip olacak Isaac Hayes'e saygılarımızı bu yeni mahallemizde, bir kez daha dillendirmek istiyoruz. 1970'lerdeki Soul'un Curtis Mayfield 'den sonraki en hakiki adamını geçtiğimiz aylarda öbür tarafa gönderdik. Ama biliyoruz ki o tekrar 70'lerin ortalarında Chicago'daki bir plak dükkanının barla kesiştiği köşede bi puro yakıyordur ağır çekimle..Huzur içinde...


Hayes'i o salak çizgi filmdeki karakterlere yaptığı seslendirmelerle hatırlayanlardansanız , bu linke bakmayın:

Hayes Külliyatı

fransız dokunuşu



Ne yapsa yenen ananeler babanneler gibi , ne bassa dinlenen adamlar var hayatta. French Touch'ın ustalarından Kid Loco 'da bizim için bir anane. 2005 yılındaki "The Graffiti Artist" soundtrack'inden sonra, iki parçalı kendi albümü ile karşımızda. İlk kısımdaki orjinal parçalar ayrı bi güzel , ikinci kısımdaki remixler ayrı.
İçine çok az nane ezilmiş yoğurtla beraber ufak bir tabak yaprak sarma gibi bi albüm. Aşığınız Kid Loco!
kendisi ile tanışalım : http://www.youtube.com/watch?v=zi55OQOJvuU
www.kidloco.com

please, play a song for the lovers tonight...


90'lı yıllar favorilerimizden olan The Verve'ün yeniden toplanmasına mı , albümlerinin gayet başarılı olmasına mı , artworkün şahaneliğine mi , yoksa karizmatik Richard Ashcroft'un her sesini duyuşumuzda "A Song For The Lovers" eserine mi gitmesine aklımızın ...



..cant stop looking back no no
one more for the lovers
o brother wont you lend a hand im alone in a room
and im waiting for love
i dont know when this dreams gonna stop
but im telling you friend i dont want to get up..

2000'li yılların ilk zamanlarından kalan en güzel ; kalbimizde duran ve sözkonusu şarkıyı duydukça hala sızlayan en derin yara....

remembering...

Tanım : "A disc jockey (also known as DJ or deejay) is a person who selects and plays recorded music for an audience."

Ha madem öyle , Sputnick' ten sevgilerle :

remembering the tools - dj set , mixed by Onur Bulakbaşı /08

intelligent dance

dans ederken sadece vücudunu sallamak istemeyenlere bir dizi "kalburüstü" albüm tavsiyesi farz oluyor , hazır cumartesi akşamı iken.
2007 tarihli DJ Kicks serisinden Booka Shade'in Set'i, son yıllarda dinlediğimiz en kaliteli dans işlerinden :























İngiliz ikili M.A.N.D.Y zaten bir süredir takibimizdeydi , fabric serisi ile birliikte yaptıkları remixler takdirlik :

kalplere vur bir zımba!


Canparemiz Kalan Müzik'in , Meral&Tombaz Varyete Oriental 'dan çıkardığı "Kantolar ve Tangolar" albümü başta burun kıvırdığım gibi çıkmadı hiç. Kanto ve Tango müziğinin bu topraklardaki halinin daha mı bi romantik olduğunu düşünürken bitirivermişiz albümü soğuk beyaz şarap gibi kayıverip gitmiş. Taa Hollanda'larda da kaydedilse , emin olun size de dokunuyor.

bir geri dönüş hikayesi

Uzun bir müddet ayrı kaldıktan sonra, tekrar başlıyoruz :

2001'deki "The Fifth Exotic" kaydından beri içerisinde olduğu her projenin ve kaptanlığını yaptığı plak şirketi "tru thoughts" un hastası olduğumuz Quantic , çok kısa aralıklarla basılan iki plak ile yeniden karşımızda..İlki daha evvel funk kraliçesi Spanky Wilson ile de özel bir kayıt yapılan "The Quantic Soul Orchestra" adı altında çıkan "Tropidélico" ; ikincisi ve daha sıcağı ise "Quantic presenta Flowering Inferno " adı ile çıkan "Death Of The Revolution" . Her iki LP'nin de ortak özellikleri sanırım , Quantic'in salt kendi adıyla bastığı albümlerinden ziyade biraz daha "sıcak" , "insancıl" , ve buzlu yaz kokteyli havasında olmaları. Havanın ve güneşin gerçekten bizi "makul bir insan" olmaktan alıkoyduğu bu günlerde bol buzlu , fresh bir mojito gibi albümlerle bir nebze de olsa nefes aldıran Quantic'e , ve yaratıcılığına sevgilerimizle.

bitkinlik


Koşmaktan bitap düşmüş , bulanan midelerimizle nefes alamaz duruma geldiğimizdeki kurtarıcılardan biri. En önemlilerinden olmasının sırrı yaşınız boyunca oralarda "ulaşılabilir" biryerlerde olup , bunu hep ama hep yapmasının altında yatıyor. Şu fotoğraftır işte The Beatles , başka söze ne gerek?
Evet , haklıklardı : Tüm evrene canlı yayın yapan bir radyomuz olsa ama sadece tek bir şarkı çalma hakkı ile... Onlar olmaz mıydı? Sizinki değilse eğer , fotoğrafa bir daha dikkatle bakın lütfen.
Koskoca evrende bunun için ayıracağınız zaman gerçketen önemsiz olacaktır.

Nocturne

Yağmurlu akşamlarda insanın damağını kurutan nocturne'lerin sahibi Frédéric Chopin 'e , ve onun hastalıklı ve narin ruhuna derin saygılarımızla.