Herşey yerli yerinde.

2000'li yıllar başlamıştı ve insanların olacağını söylediği (kehanetlediği) bütün hadiselerin,felaketlerin bir bir
gerçekleşmelerine rağmen , şoför mahalinde oturduğum park halindeki beyaz arabanın höperlörlerinden
gelen ses "everything in its right place.." diyordu.

O sabah yapılabilecek en iyi şey o gibi gelmişti.Hem kehanetler de tutmaktaydı.Birşeyler oluyordu.Herşey yerli yerinde diyordu ses.Park halindeki beyaz arabanın şoför mahalinde.

O çarpışma testi kuklalarının kullandığı arabaların, hepimizin "gayet normal" karşılayacağı hızlarda bile bir duvara çarptırıldıklarında ortaya çıkan dehşet verici "slow motion" görüntüleri gibi bir albüm bu.

2 comments:

digression dedi ki...

rar şifresi : www.istekmuzik.net

sismanos dedi ki...

'bir kısım' müziğe ilişkin tahayyülümüz, ister istemez çarpışma üzerinden oluşmuş durumda, hatta daha çok, o 'bir kısım' müziğin 'çarpıcı'lığı.. bir ölçüt gibi, değil mi: oradan oraya savuran, savururken bir yerlere çarpan 'bir kısım' müzik var; bir de bunu yapamayan.. 'kavrama', 'grab etme' gibi bir terminolojiden geçtiğimi hatırlarım; 'yakalama'.. yakaladıktan, kavradıktan sonra da duvara vuran, yere düşüren, yerdeyken bir daha vuran müzik, müzisyen... çarpmadığı zaman da titretiyor: mesela 'gönül telimizi titreten'ler var..

iyi müzikle karşılaşmanın şiddetsiz bir hali yok! çarpacak tabi.. çarpmazsa para yok.

radiohead, bir dönemin (yahut, neden korkuyorum ki büyük laflardan, her dönemin) en unutulmaz kazalarından.. hatta, kazalar silsilesi demeli.. bir türlü bitmeyen bir kazalar silsilesi.. kaza da değil ki canına yandığım, taammüden cinayet: "bu, daha ne kadar çarpabilir ki?" dediğimiz anda, yine bizi şaşırtacak bir şiddetle aramıza dönmüş, akışımızı değiştirecek denli sıkı çarpışmalara vesile olmuş umursamaz canavar.. son zamanların en sıkı 'garib'inin (hilkat'in adını anmayacağım, hayır) unkle prodüksiyonunda üflediği gibi, hepimizi gözüne far kaçmış birer tavşana döndüren, ama orada kalmayıp denis lavant basiretiyle ayağa kalkmayı da her nasılsa özendiren tuhaf bir şey işte..

Yorum Gönder