cumartesi gecesi ateşi

5. Cadde ile 59. Sokak yakınlarında güçlü bir esinti San Domineco'nun tentelerini kaldırıyor. Barda loş bir ışık. Siyah bolero ceket giymiş bir barmen.
Amanda Graham. Sek martini, dört zeytinli. Kolsuz siyah elbise. Mikimoto incileri. Küçük mermer masanın karşısında Diedre. Manhattan. Buzsuz.

"Paulie er ya da geç öğrenecektir, Mandy."

Amanda içkisini yudumluyor.

"Nasıl?"

"Bir yolunu bulur."

Geçiştiren bir el sallama. 

"Müneccim değil ya."

"Ona benzer bir şey ama. Ve kimin için? Değer mi?"

"Piyano çalıyor. Güzel iş. Bleecker Sokağı'nda."

"Ben de bunu söylüyorum ya."

Amanda ilk zeytinden ufak bir ısırık alıyor. 

"Sence Paulie ne yapar?"

Diedre içkisini yudumluyor. 

"Seni öldürür."

Amanda'nın zeytin tanesi kristal bardağın içine düşüp votka ve vermutu dalgalandırıyor. Bleecker Sokağı'nın yumuşak ezgileri kaygı verici, uyumsuz bir tona bürünüyor.

"Sence gerçekten yapar mı?"

Yağmur, Thomas H. Cook, Manhattan Noir.



70'lerin sarı sıcak tonlarının, ahşap hoparlör süngeri kokusu ile "detective noir" romanlarının saman kağıdı kokusunun birleşiminden kaynaklandığı aşikar. İlk videoda kralı sunan sarışını kimileriniz tanımıştır; Kenny Rogers:


1 comments:

ip dedi ki...

Biri şöyle derdi: "İstersen gerçekten, yaparsın." Ne oldu ona yahu? :)

Yorum Gönder